GÜNÜMÜZDE...
YAHUDİ ETİĞİNDEKİ SORUNLAR: KONUŞMA VE LAŞON HA-RA
Laik olarak nitelenebilecek olan insanlar, Yahudi dini yasalarına uymanın ne kadar zor olduğundan bahsettiklerinde, genellikle Şabat gününü gözetmenin (Şmirat Şabat), kaşerut veya diğer ayrıntılı ritüelleri sürdürmenin güçlüğünden söz ederler. Buna rağmen, uyulması en zor ve en yaygın dini ihlalleri içinde uygulaması en zor dini kaidelerden biri dedikodu, kişiler hakkında yersiz veya olumsuz duygulara kapılarak haklarında kötü konuşmaları, kişilerin yaşamlarının ayrıntılarını, kişiden kişiye aktarmak, aslında Yahudi kuralları içinde en çok ihlal edilen kuraldır.
Hatta şeri hükümler içinde yaşayan koyu dindar kesimlerde bile, bu kuralları harfiyen uygulayan kişi sayısı parmakla gösterilir. Oysa Laşon Ha-Ra konusu din hukukunun çok önemli alanlarından biridir; Bu konuda birçok kitap yazılmıştır.
Konuşmanın Gücü
Yahudilik, konuşmanın gücünün ve konuşma yoluyla verilebilecek zararın yoğun bir biçimde farkındadır. Din bilginleri, evrenin kendisinin konuşma yoluyla yaratıldığını not ederler. Örneğin Yahudilerin kefaret ve af dileme günü olan Yom Kipur’da “ AL HET” itirafında 43 günahtan 11’i konuşma yoluyla işlenen günahlardır. Talmud,” dilin öylesine tehlikeli bir tarafı vardır ki, bunun koruyucu duvarın (ağız ve dişler) arasında gizlenmesi gerekir” diye yazar.
Sözün verdiği zarar, çalarak, veya birini maddi olarak aldatmanın verdiği zarardan bile daha kötüdür. Çünkü parasal zararlar telafi edilebilir, ancak konuşmanın verdiği zarar asla tamir edilemez. Bu nedenle bazı kaynaklar, laşon ha-ra’nın (aşağılayıcı konuşmanın) affının olmadığına işaret etmektedir. Bir Hasidik hikayesi bu durumu şöyle anlatıyor: Bir adam bir topluluk içinde, bir hahamı çekiştiren kötü sözler sarfetti. Daha sonra yaptığı hatanın ayırdına vararak hahama gitti ve af diledi, hatasını düzeltmek için elinden gelen her şekilde bunu telafi etmek istediğini söyledi. Haham adama: ”Bir kuş tüyü yastık al, kes ve rüzgara saç” dedi. Adam bunun acayip bir istek olduğunu düşündü, ancak bu çok kolay bir işti ve hahamın istediklerini memnuniyetle yaptı. Hahama bunu yaptığını söylemek için döndüğünde haham, ”Şimdi git ve bütün tüyleri topla. Çünkü sözlerinin verdiği zararı, uçup giden ve kaybolan tüyleri bir daha asla geriye toplayamazsın. Bu yüzden af dilenerek verdiğin bu zararı, daha fazla telafi edemezsin” dedi.
Konuşma bir oka benzetilmiştir: Sözcükler bir kez serbest bırakıldığında, bir ok gibi hemen gözden kaybolurlar, verdikleri zarar durdurulamaz ve verdikleri zarar her zaman tahmin edilemez, çünkü oklar gibi, kelimeler de çoğu zaman yollarını şaşırırlar.
Söylentileri Taşıyanlar
Tora’da özellikle uygunsuz konuşmaya değinen iki mitsvot (emir) vardır: ”Halkınızın arasında uydurma söylentiler yaymayacaksınız (Levililer15:17), ve birbirinize zulmetmeyeceksiniz” (Levililer25:17), geleneğe göre bir kişiye sözle zulmetmek, gerçek zulümle eş değerdedir.
Uygunsuz konuşmak ve bu konuda fantaziler uydurmak, aslında dedikodudur. Laf taşıyanın İbranice karşılığı olan “Rehilut” (kökünde reş, kaf, lamed harfleri bulunan kelime), tüccar anlamına gelen bir kelime ile ilişkilidir. Fikre göre, bir laf taşıyıcısı bir tüccar gibidir, fakat mal yerine bilgiyle ilgilenir. Modern çağımızda ise, bir ürün olarak bilgi fikri her zamankinden daha aleni hale geldi. Sosyal medya ile birlikte, magazinsel olarak ayyuka çıktı.
Dedikodu dinleyen kişi, onu söyleyenden bile daha kötüdür, çünkü kimse dinlemeseydi, dedikodudan bir zarar gelmezdi. Laşon Ha-Ra’nın (aşağılayıcı konuşma) üç kişiyi öldürdüğü söylenir: Onu söyleyen, onu duyan ve hakkında söylenen kişi.
Bir kişi hakkında olumsuz şeyler ima etmek veya önermek bile yasaktır. Şaka da olsa bir kişi hakkında olumsuz sözler söylemek yasaktır. Aynı şekilde, bir kişi hakkında düşmanlarının yanında, olumlu şeyler söylemek de, bir gölgenin gölgesi olarak kabul edilir. Çünkü bu, düşmanlarını sizinle çelişmek için olumsuz şeyler söylemeye teşvik edecektir.
“Üç kişinin huzurunda ”söylenenleri tekrar etmek genellikle günah değildir. Buradaki fikir, eğer üç kişinin huzurunda anlatılırsa, zaten kamunun bilgisidir ve onu tekrar anlatmaktan zarar gelmez. Ancak bu durumda bile, dedikoduyu daha da yayacağınızı biliyorsanız, tekrar etmemelisiniz.
Bir Kişiye Konuşma Yoluyla Hakaret Etmek
Levililer25:17 “Birbirinize zulmetmeyeceksiniz” der. Bu geleneksel olarak, bir kişiye konuşma ve haksızlık etmek olarak yorumlanmıştır. Bir kişiyi utandıracak, aşağılayacak veya aldatacak, veya bir kişide duygusal acı ve sıkıntıya neden olacak her türlü ifadeyi içerir. Bu mitzva tarafından yasaklanan, yaygın olarak kullanılan bazı davranış örnekleri şunlardır.
1-Bir kişiye, alışık olsa bile, aşağılayıcı bir takma adla veya başka bir utanç verici adla hitap edemezsiniz.
2-Eğitimsiz bir kişiden, ilmi bir konuda (bilgi ve eğitimsizliğine dikkat çekecek) bir konuda görüş soramazsınız. Çünkü bu onu küçük düşürmek olur.
3-Almak niyetinde değilseniz, bir tüccara bir şeyi ne kadara satacağını soramazsınız.
4-Bir kişinin buna imkanı olmamasına rağmen, ona yapamayacağı bir şey için, başkasına yardım etmesi için onu zorlayamazsınız.
5-Aldatmanın bir zararı olmasa bile bir kişiyi aldatamazsınız. Örneğin bu aldatmaca, Yahudi olmayana bir zarar verilmese bile, Yahudi olmayana kaşer olduğunu söyleyerek, kaşer olmayan et satamazsınız.
6-Verdiğiniz fiyat, defolu mallar için adil olsa bile, defosunu göstermeden bir kişiye bu hasarlı malı satamazsınız.
7-Kabul etmeyeceğini biliyorsanız, bir kişiye hediye teklif edemez veya akşam yemeğine davet edemezsiniz.
8-Gerçekte bu şekilde düşünmüyorsanız, bir kişiye iltifat etmeyebilirsiniz.
İşte Tora’da ve Talmud Kitabı’nda” laşon ha ra” hakkında yazılı hükümler bunlar. Bu emirlerin binlerce yıl önce konulmasına dikkat ederek, aslında insan karakterinin, iyiliğinin veya kötülüğünün etkisinden kurtulmadığını, bin yıllar içinde değişmediğini gözlemleyebiliyoruz. Aslında tüm dinlerin temelinde insanları iyiliğe, güzel ahlaka ve kötücül davranışlara yönelmemelerini sağlamak için, önem taşıyan bir takım emirler ve yasaklar vardır. Ne yazıktır ki, cümlelerimin daha ilk başlarında diğer kuralları harfiyen uygulayan çok dindar kişiler bile, laşon ha ra emrini ihlal etmektedir. Çünkü bütün insanların içinde bazen çok fazla, bazen daha az, neredeyse hiçe yakın bile olsa biraz kötülük kırıntıları vardır. Hani meşhur bir söylemde dendiği gibi içinizde zalim bir kurt ve saf bir koyun vardır siz hangisini daha çok beslerseniz o güçlenecek, diğeri zayıflayacaktır. O zaman kanımca, egolarımızı, ihtiraslarımızı, birilerini üzmek amacı ile içimizde filizlenen zehirli fidanları, henüz atağa kalkmadan önce, kendimize ve duygularımıza egemen olarak, içimizdeki olası potansiyel kötülüğü kontrol altına almalıyız. İnsanların sözlerinden etkilenmeden, başkalarının aleyhine işleyebilecek olan bilgileri ulu orta paylaşmamak, hatta bazen üç maymunu oynamak en iyisi. Tanrı hepimizi kötü sözlerden, kötü iftira ve dedikodulardan esirgesin.