YEHUDA AMICHAI
3 Mayıs 1924-22 Eylül 2000) Modern zamanlarda günlük İbranice yazan ilk kişilerden biri olan İsrael'li bir şair ve yazardı. Günlük yaşamın, aşkın ve ölümün şairi olan Yehuda Amichai, uluslararası alanda en tanınmış İsrael'li şairdir. 17 kitabı Çince ve Japonca dahil 20'den fazla dile çevrilmiştir. Şiirlerinin sıradan yaşamı yansıtması gerektiğine inanan bir halk şairiydi. Bir keresinde dediği gibi, ''Ben de ölüler arasında yaşıyorum. '' Soyadını ''Amichai'' olarak değiştirdi, bu da -milletim yaşıyor- anlamına geliyordu.
Amichai 1957 Shlonsky Ödülü, 1969 Brenner Ödülü, 1976 Bialik Ödülü ve 1982 İsrael Ödülü'ne (Pras İsrael) layık görüldü. Ayrıca uluslararsı şiir ödülleri kazandı ve birkaç kez Nobel Edebiyat Ödülü'ne aday gösterildi.
Yehuda Amichai, Almanya'nın Würzburg kentinde ortodoks bir Yahudi ailesinde doğdu ve hem İbranice, hem de Almanca konuşarak büyüdü. Almanca adı Ludwig Pfeuffer'di.
Amichai 1935'te ailesiyle birlikte Filistin Mandası idaresindeki Petah Tikva'ya göç etti ve 1936'da Yeruşalayim'e taşındı. Oradaki bir dini lise olan Ma'aleh'e gitti. Manda Filistin'deki Yahudi cemaatinin savunma gücü olan Hagana'nın görev gücü olan Palmach'ın bir üyesiydi. Genç bir adamken gönüllü oldu ve II. Dünya Savaşı'nda İngiliz Ordusu'nda asker olarak ve 1947-1949 İsrael-Arap Bağımsızlık Savaşı'nda güney cephesinde Negev'de savaştı.
1946'da İngiliz ordusundan terhis edildikten sonra Amichai, Yeruşalayim'de David Yellin Eğitim Kolejinde öğrenci oldu. 1948 İsrael-Arap savaşından sonra Amichai Yeruşalayim'deki İbrani Üniversite'sinde Tevrat ve İbranice edebiyatı okudu. İbrani Üniversitesi'ndeki profesörlerinin birinin teşvikiyle, ilk şiir kitabı olan''Şimdi ve Diğer Günlerde'' yi 1955'te yayınladı.
1956'da Amichai Sina Savaşı'nda ve 1973 'te Yom Kipur Savaşı'nda görev yaptı. Amichai ilk romanı ''Not Of This Time, Not Of This Place'' (bu zamanda ve bu yerde hayır) 1963'te yayınlandı. Bu kitap Almanya'da doğmuş genç bir İsrael'li hakkındadır. II. Dünya Savaşı'ndan ve 1948 Bağımsızlık Savaşı'ndan sonra Almanya'yı ziyaret eder ve çocukluğunu hatırlayarak Holokost'u yaratan dünyayı anlamaya çalışır. New York'da yaşayan bir İsrael'li şair hakkındaki ikinci romanı ''Mi Yitneni Malon'' Amichai'ın California Üniversitesi, Berkeley'de konuk profesör olduğu 1971'de yayınlandı.
1987'de New York Üniversitesi'nde şair olarak ikamet etti. Uzun yıllar öğretmenler için bir İsrael seminerinde ve İbrani Üniversitesi'nde yurt dışından gelen gelen öğrencilere edebiyat dersleri verdi.
Amichai, 1994 yılında Başbakan Yitzhak Rabin tarafından Oslo'daki Nobel Barış Ödülü töreninde şiirlerinden bir kaç tanesini okuması için davet edildi. ''Tanrı Ana Okulu Çocuklarına Merhamet Ediyor''okuduğu şiirlerden birisiydi.
''Tanrı anaokulu çocuklarına acıyor,
Okul çocuklarına daha az acıyor,
Ama yetişkinlere hiç acımıyor.
Onları terk ediyor,
Ve bazan dört ayak üzerinde sürünmek zorunda kalıyorlar,
Kavurucu kumların üzerinde, Kanlar içinde
Sığınaklara ulaşmak için.
Fakat belki de
O, gerçekten sevenlere merhamet eder,
Ve onlara bakar. Ve onları, bir ağacın kamusal alanda uyuyan bir kimsenin üzerinde gölgelediği gibi,
Gölgelendirir. . .
Belki de onlara harcarız son kuruşlarımızı. Annemizden miras kalan nezaketimizi.
Böylece onların kendi mutlulukları bizi hem şimdi, hem de diğer günlerde korusun. ''
Bu şiir Tel Aviv'deki Yitzhak Rabin Merkezi'ndeki bir duvara yazılmıştır. İsrael'deki şehirlerde onun adını taşıyan sokaklar vardır ve ayrıca Würzburg'da da bir tane vardır.
Yehuda Amichai sokağı ve mahallesi
Amichai iki kere evlendi. İlk olarak bir oğul sahibi olduğu Tamar Horn ile evlendi ve ardından Chana Sokolov ile evlendi ve ondan bir oğlu ve bir kızı oldu. İki oğlu Ron ve David, kızı ise Emmanuela idi.
Amichai 2000 yılında 76 yaşındayken kanserden öldü.
ŞİİR
Amichai'ın şiiri günlük yaşam meseleleriyle, yaşam ve ölümün anlamı ile ilgili felsefi meselelerle ilgilidir. Eserleri nazik bir ironi ve özgün, çoğu zaman şaşırtıcı imgelerle karakterize edilir. Birçok laik İsrael'li şair gibi o da dini inançla mücadele eder. Şiirleri Tanrı'ya ve dini deneyime yapılan göndermelerle doludur. Post-teolojik bir hümanizm arayışında olan bir filozof -şair olarak tanımlanmıştır.
Bazı imgelerinin kutsala saygısızlık olduğu iddisıyla suçlandı. örneğin, ''Ve Bu Senin Şanın'' (Vehi Tehilateha) şiirinde, Tanrı bir tamircinin arabanın altına uzanması gibi kürenin altına yayılmış ve onu boşuna tamir etmeye çalışmaktadır. ''Tanrılar değişir, dualar aynı kalır'' (elim mithalfim, ha-tfillot nisharot la-ad) şiirinde, Tanrı bir tur rehberi veya sihirbaz olarak tasvir edilmiştir.
İsrel'li edebiyat bilgini Boaz Arpaly, Amichai'nin şiirlerinde Yeruşalayim'in 220 kez, aşk dahil diğer tüm konulardan daha faza geçtiğini saydı. Amichai, şehri klasik uslubuyla, kişisel ve kolektif olanı karıştırarak ve düzenli olarak annesinin sütüyle aldığı ve genç bir adamken sırtını döndüğü dini eğitime atıfta bulunarak anlatıyor. Şehir hakkındaki şiirleri, 'bize Yeruşalayim'lilere, çok fazla tarih ve kutsallığın ağırlığından dolayı her zaman çöküşün eşiğinde görünen bir yerde neredeyse normal bir hayat sürme yeteneği veriyor:'
' Yeruşalayim üzerindeki hava, dualar ve rüyalarla doymuş,
Endüstriyel şehirlerin üzerindeki hava gibi. ''
Amichai, ''Yeruşalayim Yollarını Sonsuza Dek Değiştiriyor'' diye yazmış ve şehrin birçok enkarnasyonundan birkaçını yaşamıştır. Delikanlılık yaşındayken İngilizlerin idaresi altında, atmosferi Yahudilerin, Arapların ve Hıristiyanların ulusal özlemleriyle doluyken, Manda döneminde Yeruşalayim'e göç etmiştir. Bağımsızlık Savaşı'ndan sonra, Amichai bölünmüş şehirde evini inşa etmişti ve o zaman bile normal bir yaşam arzusu apaçık ortadaydı. ''Yeruşalayim''şiirinde, sınırın her iki tarafının da aynı basit insanlığı özlediğini anlatmıştır:
Eski Şehir'deki bir çatı katında
Öğleden sonra güneşinin altında asılı duran çamaşırlar:
Düşmanım olan kadının beyaz çarşafı,
Düşmanım olan bir adamın havlusu,
Alnındaki teri silmek için.
Eski şehrin semalarında
Bir uçurtma.
İpin diğer ucunda
Bir çocuk
Göremiyorum
Duvar yüzünden.
Birçok bayrak astık,
Çok sayıda bayrak asmışlar.
Bizi mutlu olduklarını düşünmeye sevk etmek için.
Onlara mutlu olduğumuzu düşündürmek için. . .
Elbette Amichai 1967'de ''Tapınak tepesi bizim elimizdedir'' çağrısını duymuştu ama aynı zamanda daha önceki sesleri de dikkatle dinlemişti:
Şehir, onun isimleri arasında saklambaç oynuyor:
Yeruşalayim, Kudüs, Salem, Jeru, Yeru, her zaman
İlk önce Yebus'lu adını fısıldadı:Y'vus,
Y'vus, Y'vus, karanlıkta. O ağlıyor
özlemle:Aelia Capitolina, Aelia, Aelia.
Kendisini arayan her erkeğe gelir
gece , yalnız. Ama biliyoruz ki
Kim kime geliyor.
O dönemdeki İsrael ruhunun aksine, Amichai'ın bu dönemdeki şiirleri çoşkulu değildir. ''Yeruşalayim hakkında ne biliyorsun?'' diye sorar bir şiirde, ''Yeruşalayim 1967. ''Dilleri anlamana gerek yok
Evlerin yıkıntıları arasından geçer gibi her şeyin içinden geçerler.
İnsanlar hareket eden taşlardan bir duvardır. ''Ve daha sonra:Yeruşalayim taşı, acıyı hissedebilen tek taştır. Sinirlerden oluşan bir ağı vardır. ''
Amichai, mahallenin hala tehlikeli bir sınır bölgesi olduğu bölünmüş Yeruşalayim'de kimsenin toprağı olmayan bir dönemde, şehrin Yemin Moşe semtinde yaşamaya başladı. ''Çatımız vuruldu, duvarlarımız kurşun ve şarapnel parçalarıyla yaralandı''
Savaştan sonra, belediyenin hızlandırdığı soylulaştırma döneminde, tehlike zamanlarında mahallede yaşayan Mizrahi göçmenler ayrılmaya zorlandı ve evleri yenilendi. Önce bohemler geldi ve fiyatlar yükseldiğinde, bunların yerini dünyanın dört bir yanından gelen zengin Yahudiler aldı. Bu Yahudilerin evleri, Siyon dağının ve eski şehirin surlarının nefes kesici manzaralarına sahip ve yılın büyük bölümünde boş kalıyor. Amichai ise tam tersiydi, hayatını orada yaşayan ve işlerini oradan yöneten bir şehir adamıydı. En keskin ironisi, ara sıra gelen ziyaretçilere yönelikti, onlar için kapılar ve kuleler gibi bir insan fonu görevi görüyordu. ''Turistler'' adlı şiiri, Yeruşalayim'de neyin önemli, neyin önemsiz olduğunu en keskin şekilde dile getiriyor. İlk kıta serbest nazımla yazılmış olsa da ve şehrin birçok sembolik yerini ziyaret eden turist ordularını anlatsa da, lirik nesirle yazılmış ünlü ikinci bölümü bir benzetme sunuyor:
Bir keresinde David'in Kulesi'ndeki (Migdal David) bir kapının yanındaki basamaklara oturdum, iki ağır sepetimi yanıma koydum. Bir grup turist rehberlerinin etrafında duruyordu ve ben onların hedef işaretçisi oldum. ''Şu sepetli adamı görüyor musun?Başının hemen sağında Roma döneminden kalma bir kemer var. Başının hemen sağında. ''Ama hareket ediyor, hareket ediyor!dedim kendi kendime:Kurtuluşum ancak rehberleri onlara''Şu Roma döneminden kalma kemeri görüyor musun?Önemli değil: ama yanında, solda ve biraz aşağıda, ailesi için meyve ve sebze satın almış bir adam oturuyor. ''
Amichai'a göre kurtuluş, insanı mitolojik, yaşayan kişiyi ölü sembolden üstün tutar. Özellikle insanlarla ve sembollerle dolu olan Yeruşalayim'de , Amichai sembollerin anlamını reddetmeye çalışmaz, laik Tel Aviv'e göç etmek istemez ve alışverişini süpermarkette değil, açık hava Mahane Yehuda pazarında yapar. Bu aşırı yoğun şehirde yaşamayı, ondan ilham almayı, onu anlamayı ve onu onurlandırmayı seçer, ancak farklı öncelikler seçer:''Sen insandansın ve insana döneceksin. ''
Son şiir kitabı ''Açık Kapalı Açık'' (1998) Neden başka bir şehir değil şehre son bir döngü ayırır ve tekrar anlamaya çalışır:''Neden Yeruşalayim, neden ben?/Neden başka bir şehir, başka bir insan değil?''şiirin zirvesinde Amichai, şehri olduğu gibi, içinde yaşamaya çalıştığı gibi tasvir etmeyi başarır:
Yeruşalayim neden her zaman iki tanedir, göksel ve dünyevi
Yeruşalayimin ortasında yaşamak istiyorum.
Başımı yukarı vurmadan ve ayağımı aşağıya vurmadan
Ve neden Yeruşalayim neden çiftlerin dilinde el ve ayak gibi
Ben sadece bir Yeruşal'da yaşamak istiyorum
Çünkü ben sadece bir kişiyim, iki kişi değilim.
''Ortadaki Yeruşalayim'' bir uzlaşmanın, orta yolun veya merkezci bir partinin manifestosunun itirafı değildir. Şair, sokaklarda meleklerin ve çöpçülerin dualarını birlikte deneyimlemek ister. Amos Oz, masasında biri siyah biri mavi olmak üzere iki kalem olduğunu söylemeyi severdi. Siyah kalemi göstererek''hükümete cehenneme gitmesini söylemek istediğimde bu kalemi kullanırım, ''derdi Oz. ''Bir hikaye yazmak istediğimde diğer kalemi kullanırım, ''dedi Oz''bir hikaye yazmak istediğimde diğer kalemi kullanırım ve asla ikisini birbirine karıştırmam''. Amichai işleri karıştırmak istiyordu. ''Gelir vergisi formlarımı, şiir yazmak için kullandığım kalemle imzalarım''demeyi severdi.
Bir adamın hayatında zamanı yoktur
Her şeye vakit ayırmak
Sahip olmak için yeterli mevsimi yok
Her amaç için bir mevsim. Kohelet (vaiz)
Bu konuda yanılmışım
Bir erkeğin aynı anda hem sevmesi hem nefret etmesi gerekir
Aynı gözlerle gülmek ve ağlamak
Taş atmak ve toplamak aynı ellerle,
Savaşta sevişmek, aşkta savaşmak. . .
Amichai'nin Yeruşalayim için kullandığı yüzlerce metafor ve imgeyi incelemek bir kompozisyon defterini sonsuz çelişkilerle doldurabilir:Bazen Yeruşalayim''sonsuzluğun kıyısında bir liman kenti, Tanrı'nın Venedik'i''dir ve bazen ''Yeruşalayim Sodom'un kardeş şehridir ama merhametli tuz ona merhamet etmedi ve onu sonsuz bir beyazlıkla örtmedi. ''
Bir şiirinde ''Yeruşalayim rızası olmayan bir Pompei'dir'' iken bir diğerinde ''Yeruşalayim denize batan bir Atlantis gibidir:Oradaki her şey sular altında kalmış ve batmıştır. '' Amichai durmadan sorar: Neden Yeruşalayim, neden New York değil, neden Londra değil?
Ve yine de her zaman Yeruşalayim'de yaşamayı seçti.
''Açık bırakılan bir ameliyat,
Cerrahlar göklerde uyumaya gittiler,
Ama onun ölüleri yavaş yavaş
Etrafında bir daire oluşturdu. ''
''Kendi yatağımda ölmek istiyorum'' diye yazmıştı Amichai. 25 yıl önce Yeruşalayim'deki ölüm döşeğinde yatan ünlü şairin dileği gerçekleşmişti. Yehuda Amichai asla ölmedi. Şiirleri müziğe uyarlanmış ve düzenli olarak İsrael radyolarında çalınmaktadır.
Ancak aynı sebeplerden ötürü, Amichai'ın İsrael'li seçkinler arasındaki itibarı azaldı. İsrael Edebiyat Cumhuriyeti şairlerini fakir, reddedilmiş ve anlaşılmaz sever. Ancak Amichai'ın konumu garantilidir:Eski şehirin duvarlarının önünde oturursanız, turist gruplarının yanlarındaki rehberin bir elinde Tevrat, diğer elinde Amichai'ın Yeruşalayim şiirlerinden oluşan bir kitap tuttuklarına tanık olabilirsiniz.
Cankurtaran—Galgal Hatzala
Mezardaki askerler derler ki :Sen, oradaki,
Üzerimize bir çelenk bırakan,
Bir cankurtaran çiçeği gibi,
Bak , yüzlerimiz nasıl da birbirine benziyor,
Uzanmış kollarımızın arasında. Ama
aramızdaki farklılıkları hatırla
Ve suyun üzerindeki neşeyi.
Venedik Bienali'nde, İsrael pavyonunda duran Amichai'ın ''Mezardaki Askerler'' şiiri.
NOT:Bu yazıyı yazmam için bana ilham kaynağı olan
sevgili kızım Lisya Yanarocak'a teşekkür ederim.